30 Haziran 2009 Salı

Keyif Soframız

Hem İstanbul'dan gelen kızımın hem de görümcemle kızının ziyareti şerefine diyete kısa bir ara verip güzel bir keyif sofrası hazırlamaya karar verdik. Ama yine de abartmayalım diye çok çeşit yapmadık :)

Pofuduk Poğaça
Poğaçalar sevdiğim arkadaşım Nesibe'nin tarifi.
Malzemeler:
3/4 paket margarin
2 su bardağı ılık süt
1 su bardağı sıvı yağ
2 yemek kaşığı sirke
1 paket pakmaya
3 yumurta (birinin sarısı üzerine sürmek üzere ayrılacak)
1 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
aldığı kadar un

Yapılışı:
Margarin hariç diğer tüm malzemeler karıştırılıp yoğurulur ve mayalanması için en az 1 saat beklemeye bırakılır. Sonra hazırlanan hamur 10 eşit parçaya ayırılır. Ayrılan parçalar önce ufak parçalar olarak açılır. Açılan ufak parçalardan 5 tanesi aralarına eritilmiş margarin yedirilerek üst üste koyulur ve merdaneyle açılarak yufka büyüklüğüne getirilir.





Büyütülen hamur sigara böreği yapar gibi dilim dilim 20 parça olacak şekilde kesilir. Her dilime hazırlanan iç (içini istediğiniz gibi hazırlayabilirsiniz.Biz sadece peynir maydonoz karışımı koyduk ama patatesli ya da kıymalı da yapılabilir) koyularak kenarları kıvrılmadan sarılır. Hamur pişerken zaten şiştiği için kenarlar kapanıyor.



Sarılan poğaçalar yağlı kağıt üzerine tepsiye dizilerek bir süre bekletilir. Tepside beklerken hamurun kabardığını poğaçalarınızın şiştiğini göreceksiniz. Hepsi kabardıktan sonra yumurtasını sürüp üzerine de zevkinize göre susam, çörekotu ya da haşhaş ekleyip fırına verebilirsiniz.

29 Haziran 2009 Pazartesi

Hemoroidi Olanlar Dikkat

Hemoroid için yıllardır gitmediğim doktor kalmamıştı. Hepsi klasik ilaçlardan verdiler. Başka bir rahatsızlığımdan dolayı ameliyat da yapamadılar. Aylarca çektim. Sonunda çareyi yine doğada buldum. Emekli bir hemşirenin çalıştırdığı aktardan kendisinin önerisiyle, hazırladığı sıvı haldeki at kestanesini aldım. Günde 3 kez yemeklerden önce kullandım. Ve 2 gün sonra etkisini göstermeye başladı. 20 gün kullandım 10 gün ara verip bir 20 gün daha kullandım. 1 senedir de hiçbirşeyim yok. Üstelik hiçbir ilaç da kullanmıyorum. Hiçbir yan etkisi de yok üstelik de idrar söktürücü. İsteyenler internetten araştırabilir. Ben faydasını gördüm bu rahatsızlığı olan herkese tavsiye ederim.

24 Mayıs 2009 Pazar

Yeşil Çay


Annemin en favorilerindendir demek haksızlık olur. Çünkü tek vazgeçilmezidir. Üstelik paket yeşil çaylardan da içmez bilhassa aktardan taze yapraklar şeklinde olanını alır. Acı acı nasıl içtiğini hala bilmiyorum ama çok sağlıklı olduğu kesin.Bakın nelere yarıyor:

Kanser riskini azaltır;kolon,pankreas,rektum,yemek borusu,mesane,mideki sağlıklı hücrelere zarar vermeden, kanser hücrelerinin büyümesini önler.Prostat kanserini azaltır,yumurtalık kanseri ve meme kanserine karşı etkilidir.
Romatoid artrit olanların iyileşmesine yardım eder.
Hipertansiyon riskini azaltır ve kan basıncını ayarlar
Kolestrolü düşürür.
Beyin tümorünü küçültür.
Sigara içenlerde akciğer kanseri riskini azaltır.
Kanser ilaçlarının negatif yan etkilerini azaltır.
Metabolizmayı hızlandırır.
Bağışıklık sisteminin savunma mekanizmasını iyileştirerek,vücudun bakteri ve viruslere karşı savaşmasını sağlar.
Kanın pıhtılaşmasını önleyerek,imme ve kalp krizinin riskinin azalmasına yardım eder.
Böbrek hastalıklarına karşı koruyucudur.
Serbest radikallerin zararlı etkilerini yok eder.
Yeşil çay sakinleştirici etkisi sayesinde yorgunluğun ve stresin azalmasına yardım eder.
Kalp damar hastalıklarına karşı savaşır.
Anti-bakteriyal ve anti-viral özellikleri vardır.
Yeşil çayın içindeki EGCG(epigallocatechin) kuvvetli bir anti-oksidandır.
Menopozun yan etkilerini azaltır.Östrojen etkisi yapan içecekler arasındadır.
Kemikleri yapılandırır. Kemik mineral yoğunluğunu artırır.Yeşil çay kemiğe egsersiz ve kalsiyumla benzer faydalar sağlar.Kemik erimesini önler.
Karaciğeri,alkolden ve diğer zararlı kimyasallardan korur.
Alzheimer,Parkinson gibi hastalıklara karşı korur.
Diş çürümelerini önler
Gribe karşı iyi savaşır.
Gıda zehirlenmelerini önlemeye yardım eder.
Trigliseriti yüksek hastalarının günde iki fincan yeşil çay içmeleri trigliseriti normal seviyeye indirir.
Vücuttaki yağların yakılma sürecini hızlandırır.
Migrene iyi gelir.
İçindeki kafein yorgunluk ve uyku halini ortadan kaldırır.İdrar söktürür.

23 Mayıs 2009 Cumartesi

~~Yurda'dan İnciler bölüm 2~~

~Tatlımızı yapalım dursun, bi gelen giden olur. (her bayram 1 tepsi tatlı yapılır koyulur ve annemin bi gelen giden olur uyarılarına rağmen aile fertleri tarafından afiyetle yiyip bitirilir) :)

Annemin Favorileri Otları

ISIRGAN OTU

Isırganotu, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarında, dalak hastalıklarında, solunum sistemi balgamlanmasında, mide kramplarında ve ülserlerinde, bağırsak ülserlerinde ve akciğer hastalıklarında öncelikle önerilir. Değerli etken maddeleri (Potasyum tuzları, organik asitler-formik asit, histamin, asetilkolin ve Vitamin C) alabilmek için, çay hazırlanırken, yapraklar yalnızca haşlanır (kaynatılmaz). Isırganotu, koruyucu olarak da günde bir bardak içilebilir. Mikroplu hastalıklarda ve mikrop salgılanan hallerde de bitki çok iyi bir yardımcıdır. Belirli bir yaştan sonra bedendeki demir miktarı azalmaya başlar. Bu nedenle, yorgunluk ve bitkinlik halleri görülür, kişi yaşlandığını düşünmeye başlar ve verimliliği giderek azalır. Işte bu durumlarda, demir içerikli taze ısırgan otu ile çok olumlu sonuçlar alınabilir. Bir ısırgan otu küründen sonra, kişi kendini çok kısa bir süre içerisinde eskiye oranla çok daha rahat hisseder, enerji ve çalısma gücü geri gelir, dış görünüm olarak da belirgin bir düzelme başlar. Safrakesesi rahatsızlığı ve kansızlık durumlarında da bitki çayı fayda sağlayacaktır. Ödemlerde, ısırganotu bedendeki fazla sıvıyı emerek büyük yararlar sağlar. Kan yaptırıcı özelliği sayesinde, kansızlık solgunlukları nda, alyuvarlar eksikliğinde, anemi de yardımcı olur. Herhangi bir alerji rahatsızlığı çekenler (bahar nezlesi dahil) uzun bir süre ısırganotu çayı içebilirler. Bitki, soğuk algınlığına yatkınlığı önler, romatizma ve gut hastalıklarında yardımcı olur.Taze ısırganotu yaprak ve kökünün kaynama suyuyla baş yıkanabilir ve saçlar canlanarak, sık bir biçimde büyümeye başlarlar. Her tür saça özellikle iyi gelen ısırganotu tentürünü herkes kullanabilir. Kafa derisi kepeksiz, saçlar sık, yumuşacık ve parlak! Damar tıkanıklıklarında da (baldırlarda), ısırganotu çok büyük yardımlar sağlar. Bu hastalığı çeken bazı kişiler, ağer zaman geçirmeden, ısırganotu kökü ayak banyoları yapacak olurlarsa, olası bir bacak empütasyonundan kurtulabilirler. Her tür kramp, nerden gelirse gelsin, kan dolaşımı bozukluğunun habercisi olabilir. Böyle durumlarda, bitkinin kaynama suyula masaj veya banyo yapmak fayda sağlayacaktır. Bu durum, koroner damarlarının daralması gibi özel durumlarda da geçerlidir. Belden yukarısı banyo küvetine doğru eğilir ve kaynatılmış bitkinin ılık suyuyla kalp bölgesine hafifçe masaj yapılır. Siyatik, lumbago ve kollarda, bacaklarda oluşan sinir iltihaplanmaları nda, ağrılı bölgelere, yapraklı taze ısırganotu dalı hafifçe sürülür. Örneğin siyatikte, ayak ekleminden başlamak üzere, dıştan kalçaya kadar ve oradan da bacağın iç tarafından topuğa kadar yavaşca sürülür. Bu iki kere daha yenilenir ve son olarak, kalçadan başlayarak aşağı doğru inilir. Gerektiğinde daha başka bölgelere de aynı biçimde uygulanır. Isırganotunun sebep olduğu kaşıntıyı önlemek için, işlem sonunda o bölgeler pudralanır.Kullanılan bitki ne kadar taze olursa, şifalı gücü de o kadar fazladır.Kış için bir miktar stok yapmayı da unutmayın ve kurutacağınız bu ısırganları mayıs ve haziran ayının güneşli günlerinde toplamaya dikkat edin. Kendi sağlığınız için bir şeyler yapabildiğinize sevinin! Ama en önemlisi sadece ihtiyacınız kadar bitki toplayın. Eğer sadece yaprak ve saplara ihtiyacınız varsa kesinlikle bitkiyi köküyle beraber sökmeyin. Bir bölgedeki tüm bitkileri tamamen koparmayın. Gelecek yıllarda da bitkinin neslini sürdürmesine izin verin!
Kullanım Biçimleri:
Çay Hazırlamak:
Yaprak Çayı: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış ısırganotu, orta boy bir su bardagı dolusu kaynar suyla haşlanır , 5-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-4 bardak yeni demlenmiş çay aç karnına veya öğün aralarında tatlandırılmadan içilir. Kokusunu veya tadını rahatsız edici bulanlar çaylarına biraz nane ilave edebilirler.
Kök Çayı: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış kök, bir su bardağı dolusu soğuk suya eklenir, hafif ısıda kaynama derecesine getirilir, 4-5 dakika kaynadıktan sonra, ateşten indirilip 5-10 dakika demlendirilir ve süzülür. Günde 3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan içilir.
Tohum Çayı: Havanda hafifçe ezilmiş bir tatlı kaşığı tohum, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak su ile haşlanır, üstü kapalı olarak 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak taze demlenmiş çay, yemeklerden yarım saat önce soğutulmadan içilir.Isırganotu Tentürü: Ilkbaharda veya sonbaharda sökülen kökler bol suda iyice yıkanır, elden geldigince ince kıyılır ve bir sisenin bogazına kadar doldurulur. Köklerin üstüne çıkacak kadar 35-40 derece etil alkol eklenir, hergün çalkalanarak güneste 14 gün boyunca bekletilir ve süre sonunda bir tülbentten geçirilerek süzülür. Koyu renkli siselerde, serin bir yerde yıllarca saklanabilir.
El ve Ayak Banyoları: Iki avuç dolusu yıkanmıs kök, sap ve yaprak, 5 litre soguk suya konularak, 10-12 saat bekletilir ve sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır. Banyo sırasında bitkiler suyun içinde kalabilir. Bu banyo suyu, yeniden ısıtılarak, 2-3 kere daha kullanılabilir.
Saç Yıkamak: 4-5 avuç taze veya kurutulmus yaprak, 5 litre suya koyulur, agır ateste kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5 dakika demlendikten sonra süzülür. Kök kullanıldıgında ise, 2 avuç dolusu ince kıyılmıs kök, 10-12 saat soguk suda bekletilir, sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi için 10 dakika beklendikten sonra süzülür. Bu durumda, saç yıkamak için sodalı sabun gerekir.